Çarşamba, Mart 26, 2025
Ana SayfaYaraBacakta Bası Yaraları: En Etkili Tedavi Yöntemleri

Bacakta Bası Yaraları: En Etkili Tedavi Yöntemleri

Bacakta bası yaraları, uzun süre hareketsiz kalan veya sürekli bir baskıya maruz kalan bacak bölgelerinde ortaya çıkan cilt ve doku hasarlarıdır. Özellikle bacaklar, topuklar ve diz arkası, basınca bağlı olarak yara oluşumuna en yatkın bölgelerdir. Bası yaralarına dekübit ülserler de denir.

Dekübit (bası) ülseri, sıklıkla kemik çıkıntılarda basınç veya basınçla birlikte sürtünme ile oluşan deri ve/veya deri altında oluşan doku hasarıdır. Dekübit ülserleri yaşı ileri (geriatrik) hastalarda sık gözlenmekte olup ciddi hastalığa hatta ölüme yol açabilmekte ve sağlık bakımında yüksek maliyetlere neden olmaktadır. Yaşlı hastalarda hem yaşa bağlı fizyolojik (yaşa bağlı normal gelişme süreci) değişiklikler hem de eşlik eden başka hastalıklar dekübit ülserlerinin oluşmasına zemin hazırlamaktadır.

Bununla beraber uygun tedbirler alındığında önlenebilir olduğundan bası yaralarının bakımında ilk yaklaşım yara oluşumunu önleme olmalıdır. Bunun için ilgili sağlık personelinin ve hastaya bakan hasta yakınlarının bası yarasının mekanizmasını ve risk faktörlerini iyi kavraması, hasta bakımı ile uğraşan kişilerin konunun farkında olması ve dekübit yaralarının önlenmesi ve tedavisi konusunda bilgilendirilmesi önemlidir.

Bir yara nasıl iyilesir. Bacakta bası yaraları tedavisi.

Dekübit ülserinin görülme sıklığı incelenen hasta grubuna göre değişiklik göstermektedir.  Genel olarak yoğun bakım ünitesi, geriatri ve nöroloji hastalarında dekübit ülseri daha sık gözlenmektedir. Özellikle hareketsizliğe neden olan ek hastalıkları bulunan yaşlılar dekübit ülseri açısından risk grubu oluşturmaktadır. Hastanede yatan hastalarda dekübit ülser sıklığı toplamda % 10.2 olarak belirtilmektedir. Ülkemizde hastanede yatmış geriatrik hasta grubunda dekübit ülser sıklığı % 5.8 olarak bildirilmiştir.

Bacakta Bası Yaraları Kaç Çeşittir?

  • Evre 1’de cilt sağlamdır. Daha çok bir kemik çıkıntı üzerinde yer alan lokalize cilt bölgesinde basmakla solmayan kızarıklık vardır.
  • Evre 2’de dermiste kısmi kayıp vardır. Yara yatağının pembe kırmızı olduğu, ölü dokunun olmadığı yüzeyel bir ülser vardır.
  • Evre 3’te tam kat cilt kaybı vardır. Ciltaltı yağ dokusu görülebilir fakat kemik, tendon veya kas açıkta değildir.
  • Evre 4’te ise kemik, tendon veya kasın ortaya çıktığı tam kat doku kaybı vardır.

Bu evrelerin dışında iki ayrı durum daha tanımlanmıştır:

Evrelendirilemeyen yara

Şüpheli derin doku yaralanması.

Bacakta kronik venoz yaraları tedavisi nasıl düzeltilir.

Bacakta Bası Yaraları Neden Oluşur?

Yaşlı, kronik hastalığı olan, hareketsiz, mental durumu bozuk, felçli veya duyu bozukluğu olan kişilerde bası yaraları gelişir.

Bası yaralarına yatkınlık sağlayan risk faktörleri, vücudun içinden ve dışından olan risk faktörleri olarak anlatabiliriz:

  • Vücudun dışındaki risk faktörleri: basınç, makaslama kuvveti, sürtünme, hareketsizlik ve nem.
  • Kişinin kendi vücudundaki risk  faktörleri: yaş, beslenme, sıcaklık, kollajen sentez ve dokunun kanlanmasını etkileyen ilaç kullanımı

Potansiyel risk faktörü olarak kabul edilen diğer etmenler ise:

  • Erkek cinsiyet,
  • Düşük vücut kitle indeksi,
  • Kuru ve kepekli deri,
  • Hipotansiyon,
  • Bası yarası öyküsü,
  • Yeni oluşan kırık,
  • Alkolizm,
  • Sigara,
  • Ağrı,
  • Enfeksiyon,
  • Susuz kalma,
  • Dokuda kalsiyum birikmesi 
  • Kasılmalar olarak sayabiliriz.

Bacakta Bası Yaraları Önleme

Genel durumu kötü, katater ve diğer cihazlara bağımlı hastalarda pozisyon verilmesi güçtür. Bu nedenle hasta ve yatak arasındaki basıncı azaltmak için genellikle basınç azaltıcı destekler mevcuttur. Bu amaç için özel yastık, yatak, örtü ve diğer destek malzemeleri vardır.

Özellikle dekübit ülser gelişme riski yüksek ya da daha önce dekübit ülser gelişmiş hastalarda destek yüzeyleri kullanırız. Hastanın ihtiyacı, yara gelişim riski, hastadaki hareketsizliğin derecesi, kilosu ve kütlesi, yara var ise yeri ve şiddeti gözönüne alınarak kullanımı önerilmektedir.

Dokuda basınç dağıtıcı destek yüzeyler hastanın destek yüzeye temas eden bölgesinde vücut yüzey alanını artırarak ya da yük binen bölgeleri aralıklarla değiştirerek herhangi bir bölgedeki basınç süresini azaltmayı amaçlamaktadır.

Basınç Yaraları

Basınç yaralarının önlenmesi için geliştirilen destek yüzeyler çok çeşitli olup bu cihazlar:

  • Statik (köpük dolgulu yataklar, koyun postu yataklar, hava dolgulu yataklar, sıvı  ya da jel dolgulu yataklar, güç kaynaksız çalışan gelişmiş basınç azaltıcı yataklar)
  • Dinamik (değişken hava basınçlı yataklar, pnömatik dalgalı yataklar, düşük hava kaybı yatakları, hava akışkanlı yataklar  ve yüksek ya da düşük teknolojiyle çalışabilmektedir. Bunların bir kısmı standart yatak üzerine serilebilen örtüler şeklindedir. Dinamik sistemle çalışan destek malzemeler bir güç kaynağı kullanarak (elektrik vb) hasta hareket etmezken de basıncı yüzey üzerinde dağıtmakta ya da kaydırmaktadır. Böylece hareket edemeyen ve pozisyon değiştiremeyen hastalarda dekübit yarası oluşumu engellemeye çalışılmaktadır.

Halka ya da simit şekilli destek yüzeylerin kullanılmaması önerilmektedir.  Ayrıca, sık manüel pozisyon verilmesi mümkün olmayan hastalarda aktif destek yüzeylerinin kullanılmalıdır. Yüksek teknik özellikli tepkimeli köpük yatakların tercih edilmesi önerilmektedir.

Hava akışkanlı yataklar içi silikon kaplı mikroküreciklerle doldurulmuş bir tank sistemidir. Oda havası güç kaynağı ile tank içine dolarak küreciklerin sıvı şeklinde yüzer hal almasına neden olur. Bu asılı kalan küreciklerin dışındaki koruyucu kılıf havayı geçirmekte olup hastanın cildini ılık ve kuru tutmaktadır. Kılıf üzerinde yatan hastanın yatağa uyguladığı basıncı hastanın kılcal damar basıncının altındadır. Ancak bu yataklar yüksek teknoloji gerektirmekte ve maliyetleri yüksek olmaktadır.

Basınçlı Yataklar

Dekübit ülseri açısından risk taşıyan hastaların standart hastane yataklarından ziyade özel geliştirilmiş köpük yatakları öneririz. Yine sabit düşük basınçlı ve değişken basınçlı destek yüzeylerin dekübit yarasını önlemedeki etkinliği tam net olmasa da değişken basınçlı yatakların değişken basınçlı örtülere göre daha maliyet etkin olabileceği belirtilmiştir.

Destek yüzeyler kullanılırken bu malzemelerin özelliklerine göre pozisyon verilme sıklığı ayarlanarak hastaya pozisyon verilmesine devam edilmelidir. Destek yüzeyler ve özel geliştirilmiş cihazları dekübit oluşumunu önleme ve tedavisinde de kullanırız. Ayrıca bu malzemeler pahalı olabildiğinden bu nedenle koruyucu-önleyici destek yüzeylerin seçimine karar vermede eldeki olanaklar ve araca duyulan gereksinim çok iyi değerlendirilmelidir.

Basınç dağıtıcı yatakların topuk bölgesindeki basıncı azaltmada yeterli olmadığı ve topuk için bacağın kaldırılması uygulanması ve uygun destek materyalleri kullanılması önerilmektedir.

Topuk Ülseri

Topukların yatak yüzeyine değdirilmemesine özen gösterilmeli ve sıklıkla topuklar ülser gelişimi açısından takip edilmelidir. Topuk ülserinin önlenmesi için dizlerin 5-10 derece kıvrılarak konumlandırılır. Aşil tendonuna aşırı basıncın engellenir ve gerekirse topukları kaldırmak için tüm baldır kaslarının altına köpük yastıklar konulur.

Topuklardaki basıncın daha sık hafifletilmesi gerektiği önerilmektedir.

lipodem doktor resmi

Bacakta Bası Yaraları Tedavi

Tüm önlemlere karşın bası yarasının oluşmasını engellemek her zaman mümkün olmamaktadır. Dekübit ülserinin tedavisinde hedef enfeksiyonun önlenmesi, varsa giderilmesi ve yara iyileşmesinin hızlandırılmasıdır.

Yaşlı hastalarda dekübit yarası tedavisinde tedavinin amacı, deri yaşlanması ile gelişen bulgular, yaşla kırılganlaşan deriye nasıl bakım yapılacağı, yara değişiminde dikkat edilmesi gerekenler, pozisyon verme teknikleri hasta yakını ve bakımdan sorumlu personele iyice anlatılmalıdır. İlaç ile uyuşukluğu olan ve hareketsiz yaşlı hastaların başlarına sıklıkla pozisyon verilmelidir.

Beslenmenin değerlendirilmesi bası yarasının oluşumunu önlemede hem de oluşan yaranın tedavisinde önemlidir. Diyetisyen değerlendirmesi ışığında hastanın gereksinimi olan kalori, protein, vitamin ve mineral ve sıvı miktarını ayarlarız.

Dekübit ülser tedavisinin önemli parçalarından biri ağrının değerlendirilmesi ve tedavi edilmesidir. Yaşlı hastalarda ağrının değerlendirilmesi sırasında hastanın bilişsel fonksiyonu gözönünde tutulmalıdır. Ağrıyı gidermek için mevcut ise ağrı kesici özellikli yara örüleri kullanırız. Ağrı kesici ilaçlar (lokal ya da ağızdan) yaşlı hastalara uygun dozda ve sıklıkta kullanılmalıdır.

Dekübit Ülseri

Dekübit ülser tedavisinin bir diğer önemli basamağı yara temizliğidir. İçmeye uygun su ya da serum fizyolojik yarayı temizler.

Yara hijyeni bozulduğu düşünüldüğünde antiseptik solüsyonlar yarayı temziler. İltihap şüphesi olan, ciddi mikrop bulaşmış ise antibiyotik kullanırız. Ölü ve artıkların bulunduğu ve yeterli kanlanmanın olduğu yaralarda debridman gereklidir.

Enfeksiyon belirtisi olmadığı müddetçe stabil, sert ve kuru skar dokularının debride edilmemesi önerilmektedir.

Yara iyileşmesinin sağlanmasında enfeksiyon bulgularının değerlendirilmesi ve varsa tedavi edilmesi önemlidir.

Enfeksiyon belirtileri yok iken yara iyileşmesi gecikmiş ise biofilm oluşumu açısından değerlendirme yapılmalıdır.

Yarada mikrop olup olmadığı sürüntü tekniği ile değerlendirmek mümkündür.

Mikropları azaltmak için yaraya antiseptik ilaçlar kullanabiliriz. Yara kültürünün enfeksiyon tanısı konması ve antibiyotik tedavinin belirlenmesi açısından önemlidir. Ayrıca kültürün derin dokudan alınması gerektiği ve enfeksiyon tanısında her zaman yeterli olmadığını bilinmelidir. Topikal antibiyotik kullanımı yan etkiler ve direnç gelişim riski nedeni ile  özel durumlar dışında kısıtlanmalıdır. Sistemik enfeksiyon belirtileri varlığında sistemik antibiyotikler kullanılmalıdır.

Osteomyelit (kemik iltihabı) kontrol altına alınmadan yara iyileşmesi mümkün olmaz. Bu nedenle, yara iyileşmesinin geciktiği ya da kemiğin görünür olduğu durumlarda osteomyelitten şüphe ederiz. Ancak bası yaralarında bulguların hafif olabileceği ve sadece deri muayenesiyle eşlik eden osteomiyelit gibi durumların gözden kaçabileceği unutulmamalıdır. Osteomiyelit tanısı için CT ve MRG gibi görüntüleme yöntemleri kullanırız.

Uygun yara iyileşmesinin sağlanması için nem kontrol altına alınmalıdır. Terleme, yara kirlenmesi, inkontans (idrar tutamama) durumu ve diğer nedenlerle ıslanma sonrası cildin kurulanması önemlidir. Gerektiğinde bariyer kremler kullanırız.

Yara İyileşmesi

Ülser iyileşmesinin hızlandırılması için çeşitli yara örtüleri mevcuttur. Yara örtüsünü seçerken kriterlerimiz var:

Ülser yatağını nemli tutacak, hastanın beklentilerine uygun, mikrop oluşumunu engelleyecek yara örtüler tercihe ederiz.

Hidrokolloid yara örtülerinin az akıntılı yaralarda ülser iyileşmesini hızlandırmada etkili olduğu gösterilmiştir.

Platelet kaynaklı büyüme faktörleri, yara iyileşmesinin geciktiği dekübit yaralarında kullanıyoruz.

Ölü doku olmayan bası ülserlerinde, negatif basınç tedavisi uygulayabiliriz.

Bacakta Bası Yaraları ve Fizik Tedavi

Bası yaraları yaşam kalitesinin bozulmasına, iyileşme sürecinin uzamasına, hastane masraflarının artmasına neden olmaktadır. Tedavide çeşitli tıbbi ve cerrahi yöntemler mevcuttur. Ancak bu yaraların oluşmasını önlemek en önemli ve en kolay tedavi yaklaşımıdır.

Fizik tedavi uygulamaları da bu kapsamda ele alınmaktadır. Bu uygulamalar içinde lazer, ultrason, ultraviole, elektrik stimülasyonu, hidroterapi yer almaktadır.

Ultraviole, düşük enerjili lazer, hidroterapi ve ultrasonun tedavi edici etkisi önermeye yetecek düzeyde kanıtlanmamıştır. 

Bacakta Bası Yaraları ve Ameliyat ile Tedavi

Koruyucu ve ilaç tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığı bası yarası hastalarında cerrahi tedavi gerekir. Örneğin bası yaraları; nedensel, morfolojik, bakteriyolojik ve sıklıkla önemli ek hastalıklar içeren ayrıcalıklı yaralardır. En kısa sürede ve tek seansta onarım mümkün olduğunca tercih edilmelidir.

Yara Hastalıkları ve Tedavileri için ayrıntılı bilgiye ulaşmak için lütfen tıklayınız  

Yara hastalığı ve “tedavisi yok, bu hastalıkla yaşamaya alış”  denilen hastaların tedavi sonrası yorumlarını okumak için lütfen tıklayınız 

Prof. Dr. Ahmet AKGÜL’ün özgeçmişine ulaşmak için lütfen tıklayınız

İletişim ve Randevu için lütfen tıklayınız

 

SON YAZILAR