Oksiplazma, hastanın kendi kanındaki uyarıcı ve tamir edici enzimlerle, %100 oksijenin birleşmesiyle oluşan, yara tedavi bileşimidir. Tamamen doğal, kimyasalı olmayan bir karışımdır. Yara etrafına ve bazen de yaranın içine enjekte edilir. Bu iğneler çok incedir ve yaranın acısını daha fazla artırmaz.
İnsan kanında onarıcı enzimler bulunur. Bu onarıcı enzimler kanda bulunan “trombosit” denen kanın pıhtılaşmasını sağlayan kan elemanlarınca sağlanır. Bu enzimler bu kan elamanları içinde bulunur. Doku hasar almadığı sürece içindeki bu onarıcı ve büyüme sağlayıcı enzimleri salmaz. Yani normal kan dolaşımında bu enzimlerden çok da faydalanamayız. Bu nedenle bu trombositlerin parçalanıp içindeki bu enzimlerin çıkarılması gerekmektedir. Bu nedenle hastadan normal kanı alırız. Bu kanı özel cihazlarda işleme tabi tutarız. Trombosit içindeki onarıcı, geliştirici ve düzelten enzimler açığa çıkarı. Bunlar bir kan tüpü içinde biriktirilir. İşte buna PRP denir.
PRP
PRP aslında bir bakıma kanın “sulu” tarafı denen plazmasıdır. Ama normal kan plazmasından çok daha fazla onarıcı ve düzeltici enzimleri içerir. Yani kandan elde edilen bu sıvı madde, trombosit konsantrasyonu bakımından kandakinden daha yüksek orandadır. Ayrıca daha fazla sayıda büyüme faktörü ve onarıcı enzim içeren kan plazmasıdır.
Yani daha pratik anlatmak gerekirse: vücudumuzda bir yara olduğunda kan bu bölgeye hucum eder. İçindeki trombositleri (kan pulcukları) parçalar. Ayrıca açığa çıkan büyüme ve onarıcı enzimler, yaradaki eksik olan maddeleri sağlar. Böylece, yaranın hasarını düzeltir. Ama PRP’de ise bu enzimler çok daha yüksek konsantrasyondadır. Yara iyileşmesini çok daha hızlı bir şekilde sağlar. Ayrıca, yara iyileşmesi, hücresel sinyaller tarafından kontrol edilen enzimlerin ve hücresel olayların birbirleriyle ilişki içinde olduğu karmaşık bir olaydır. En önemli etki büyüme faktörleri ve enzimlerdir. Bu enzimler en çok kanda bulunan trombositlerde yani kan pıhtılaşmasını sağlayan kan hücrelerindedir.
Normal bir kan pıhtısının, yaklaşık %95 oranında kırmızı kan hücresi, %5 oranında trombosit ve %1’den daha az oranda da lökosit içerir. PRP’de ise kırmızı kan hücreleri ile trombositler arasındaki bu oranın tam tersidir. Trombositlerin toplam hacim içerisinde yaklaşık %95 oranında bulunmaktadır.
PRP nin içinde bulunan enzimler:
- – Transforme edici büyüme faktörü-β (TEBF-β)
- – İnsulin benzeri büyüme faktörleri 1 ve 2 (İBBF 1 ve 2)
- – Temel fibroblast büyüme faktörü (TFBF)
- – Hepatosit büyüme faktörü (HBF)
- – Vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEBF)
- – Platelet kaynaklı büyüme faktörü (PKBF)
- – Biçim değiştiren büyüme faktörü (BDBF)
- – Tümör nekroz faktörü-alfa (TNF-α)
- – İnterlökin-1 (IL-1), IL-2, 3, 4, 5, 6, 8, 9, 10, 11, 12 gibi sitokinleri içermektedir.
Kan pulcukları yani trombositler daha yüksek konsantrasyonda biyolojik olarak aktif büyüme faktörü elde etmek için konsantre edilmektedir. PRP tedavisinde temel amaç, bioaktif ajanların salınımı yoluyla doku tamiri sürecini hızlandırmak ve güçlendirmektir.
OKSİPLAZMA® ve OKSİPRP®
Büyüme ve onarıcı enzimlerle (PRP) güçlendirilen dolaşım ve yara iyileşmesinde, çalışmalarımız sonucu eksik olan ÇÖZÜLMÜŞ OKSİJEN eksikliği de ortaya çıkmıştır. Bu nedenle HİPERBARİK OKSİJEN tedavisine başvuran yara hastalarında dışardan büyük bir basınçla oksijen verilmektedir. Ama bu oksijen cilt altına ve yara altına gitmemekte ve hastalar için yetersiz kalmaktadır. Ayrıca hiperbarik oksijen almak için basınçlı kabinlerin içine girmek klostrofobi ve bazı hastalıkları olan kişiler için imkansız hal almaktadır. Hiberbarik oksijen tedavisi ile ilgili bilgi almak için lütfen TIKLAYINIZ.
Dolaşımı artırmak ve yara tedavisini ideal ortamda oluşturmak için hastadan kan alırız. Plazmaya özel cihazlar yardımıyla yüzde yüz karışımlı oksijen katarız. Plazmada artan çözünmüş oksijen dokuya verilir. İşte bu sistem ile hiperbarik oksijen tedavisine de ihtiyaç azalmaktadır. Oksiplazma ve oksiPRP adını verdiğimiz bu sistem yalnıca ve ilk olarak Prof. Dr. Ahmet AKGÜL tarafından yapılmıştır. Zaten isim ve marka hakkı da tarafımızdan alınmıştır:

OKSİPLAZMA® ve OKSİPRP® HAZIRLANIŞI
Kişinin kolundaki toplar damardan 4-6 adet tüp içine kan alınır. Bu kan tüpleri özel santrifüj cihazında belirli bir hızda dönüşe tabi tutulur. Tüpler içinde plazma ayrılmış olur ve bu plazma özel cihazlarda üretilen yüzde yüz oksijen ile plazma içine difüze edilir. Daha sonra şırıngalar ile elde edilen oksiplazma katmanı alınır ve kişinin dokusunun yenileneceği bölgeye, yaraya enjekte eilir. Aşağıdaki resimleri inceleyiniz:


PRP göz hastalıkları, ortopedi, fiziksel tıp ve rehabilitasyon, spor hekimliği, kardiyoloji, dermatoloji, plastik cerrahi, orto-spinal cerrahi, nöroloji, üroloji, yüz cerrahisi, diş hekimliği ve veteriner hekimliği gibi pek çok alanda kullanılmaktadır.
PRP’nin farklı durumlar için farklı tedavi formülasyonları kullanılmaktadır. Sıvı PRP yaygın olarak cerrahi operasyonlarda ve dental implant yüzeylerinde kullanılırken; fibrin ve hücresel bileşenlerden oluşan PRP pıhtısı ise deri ülserlerinde, topikal uygulamalar da yumuşak doku ve operasyon yaralarında kullanılmaktadır. Daha yaygın kullanıma sahip diğer bir yöntem de; aktif haldeki trombositlerin lezyonlu bölge (kıkrdak, tendon veya eklem) içerisine ultrason eşliğinde enjekte edilmesidir. 18 gauge iğne kullanılarak standart enjeksiyon tekniği ile verilmelidir. Enjeksiyon sırasında oluşan doku hasarı ve kanama neticesinde salgılanan trombin, PRP içerisindeki plateletlerin uyarılmasında rol oynamaktadır. Çoklu enjeksiyon uygulaması veya PRP enjeksiyonu öncesi 22 gauge iğne yardımıyla hasarlı bölgede kanallar açılması ile aktivasyona yardımcı olacak faktörlerin önceden açığa çıkarılması sağlanabilmektedir.
Ancak; PRP uygulaması yapılacak hastalarda kanama ve pıhtılaşma bozukluğu olmamalıdır.
Hastada kanser varlığı ve metastatik hastalık, aktif enfeksiyon, kan pulcuklarında azalma (trombositopeni), kansızlık (anemi), gebelik, emzirme ve PRP aktivasyonunda kullanılan sığır trombinine karşı alerjisi olan kişilerde kullanımı tehlikelidir.
OKSİPLAZMA® Uygulama Tekniği
OksiPlazma enjeksiyonu yapılmadan önce lezyonlu bölge iyi şekilde belirlenmelidir. Bu nedenle muayenede en hassas bölge işaretlenmelidir. Bu bölge steril şeklinde batikon veya özel solüsyonlarla mikroptan arındırılmalıdır.

OKSİPLAZMA® Uygularken Neden Lokal Anestezi veya Ağrı Kesici kullanmıyoruz?
Dokunun pH’sını değiştirdiği ve enjeksiyonun etkinliğini azalttığı için OksiPlazma enjeksiyonu öncesi ilgili bölgeye lokal anestezik enjekte edilmesi veya enjeksiyon sırasında OksiPlazma’nın içerisine ilave edilmesini önermemekteyiz.
Bunun sebebi, lokal anesteziklerin ortamın pH’sını değiştirmesi sonucu trombositleri etkilemesi ya da fazla miktarda eklenmesi neticesinde yoğunluğu azaltarak trombositlerin lezyonlu bölgeden uzaklaşmasına neden olmasıdır.
OksiPlazma enjeksiyonu öncesi ve sonrasında AĞRI KESİCİ ilaç kullanımının yara iyileşmesi üzerinde büyüme faktörlerinin etkisini engelleyeceği için önermiyoruz.
Yara Hastalıkları ve Tedavileri için ayrıntılı bilgiye ulaşmak için lütfen tıklayınız
Yara hastalığı ve “tedavisi yok, bu hastalıkla yaşamaya alış” denilen hastaların tedavi sonrası yorumlarını okumak için lütfen tıklayınız
Prof. Dr. Ahmet AKGÜL’ün özgeçmişine ulaşmak için lütfen tıklayınız
İletişim ve Randevu için lütfen tıklayınız